Translate

20 Ağustos 2013 Salı

Atatürk'ün Evi


 Karadeniz turunun 3. gününde Trabzonda'ydık. Bence doğudan, batıya gelindiğinde medeniyetin başladığı yer. Her ne kadar yer yer çarpık yapılaşma göz batıyorsa da yine de güzel. Bu arada Sümene Manastır'ında ilkel çağdan kalma işletmecilikle  karşılaşmışsak da şehrin içi  medeni. Benim en çok beğendiğim yer Atatürk'ün evi. 1800 sonlarında Rum banker kendi için yaptırdığı bu sayfiye köşkü mübadele zamanında hazineye kalıyor. Trabzonlu'lar 1920'lerde Atatürk'e işgalden kurtardığı Trabzon'unun bir hediyesi olarak tapusunu ona veriyor. Şimdilerde müze olarak kullanılan bu evin herşeyi orjinal. Ara ara tadilat görmesine rağmen evin konumu köşkün inşa edildiği arazi herşeyiyle cennet gibiydi. Ne yazık ki Atatürk bunun keyfini süremedi. Çünkü Trabzon'a sadece 2 kere gitmiş. Ama sevindirici olan diğer şeyler gibi bozulmadan, olduğu gibi korunmuş. Ve müze haline getirilmiş. Yoksa Trabzon'da Opera binasının lüzumsuz görünmesinden dolayı yıkılması Ayasofya Kilisesi'nin defalarca müze olup camiye dönmesi. Ve heryerde olduğu gibi saçma sapan uygulamalar. Ayasofya'nın neden camiye döndürülmek istediğini anlamak güç. Cami yapmak için yeterince toprak mi yok, para mı yok bunu anlamış değilim ? Medeniyet kültürlere sahip çıkıldığında var olur.













Karadeniz turunun 3. gününde Trabzonda'ydık. Bence doğudan, batıya gelindiğinde medeniyetin başladığı yer. Her ne kadar yer yer çarpık yapılaşma göz batıyorsa da yine de güzel. Bu arada Sümene Manastır'ında ilkel çağdan kalma işletmecilikle  karşılaşmışsak da şehrin içi  medeni. Benim en çok beğendiğim yer Atatürk'ün evi. 1800 sonlarında Rum banker kendi için yaptırdığı bu sayfiye köşkü mübadele zamanında hazineye kalıyor. Trabzonlu'lar 1920'lerde Atatürk'e işgalden kurtardığı Trabzon'unun bir hediyesi olarak tapusunu ona veriyor. Şimdilerde müze olarak kullanılan bu evin herşeyi orjinal. Ara ara tadilat görmesine rağmen evin konumu köşkün inşa edildiği arazi herşeyiyle cennet gibiydi. Ne yazık ki Atatürk bunun keyfini süremedi. Çünkü Trabzon'a sadece 2 kere gitmiş. Ama sevindirici olan diğer şeyler gibi bozulmadan, olduğu gibi korunmuş. Ve müze haline getirilmiş. Yoksa Trabzon'da Opera binasının lüzumsuz görünmesinden dolayı yıkılması Ayasofya Kilisesi'nin defalarca müze olup camiye dönmesi. Ve heryerde olduğu gibi saçma sapan uygulamalar. Ayasofya'nın neden camiye döndürülmek istediğini anlamak güç. Cami yapmak için yeterince toprak mi yok, para mı yok bunu anlamış değilim ? Medeniyet kültürlere sahip çıkıldığında var olur.

Hiç yorum yok: