Translate

27 Ocak 2012 Cuma

Koku...



Dışarda kar yağıyor.İçerde arkadaşımla kahvelerimizi yudumlarken içeriye donmuş vaziyette bir kadın girdi.Kalın kazak veya kalın tunik bir de eldiven var mı diye sordu ? Bizim Elif tabi yardımcı olalım dedi.Kazak ve tuniklerin 5,6 tanesini denemek üzere kabine girdi.Bu arada arkadaşımın gözü bir elbiseye takıldı.Bunu bir deneyeyim dedi.İçerdeki kadın dışarı çıktı.Üç kazak ve bir eldiveni almak üzere kasaya yöneldi.Ödeme yaparken arkadaşım soyunma odasının kapısını açmasıyla kapatması bir oldu.İlk önce bir anlam veremedim.Bayan gittikten sonra soyunma odasına bir de ben bakim dedim ki ! allahım bu ne koku.Terle pastırma kokusu karışımı.Almadığı kazakları hemen kabinden çıkardım,çünkü kumaş üzerine sinen kokuyu gidermek daha zordur.Kapılar,camlar açıldı bu soğukta oda spreyleri sıkıldı.Bu arada ben söyleniyordum tabi.İnsan bir  yıkanmazmı,bir temizlenmez mi,böylesi kokar mı, hadi yıkanmadın şöle bir koltuk altını sabunlamaz mı, bir arkadaşıdamı yoktu onu uyaran ?.Sonra birden geçen akşam Okan Bayülgen'deki koku programı aklıma geldi.Ordaki profesörlerden biri koku almama duygusunun insan hayatında ki önemini,hatta koku almayan birisinin tat da almadığını söylüyordu.Bu kadınla bağdaştırdığımla üzüleyim mi,kızayım mı bilemedim ?.Günümüzde bu kadar çeşitli temizlik ürünleri varken,koku duygusunu kaybetmiş bile olsa hala böylesi kokmalarına anlam veremiyorum.Temizlik imandan gelir der atalarımız.

Hiç yorum yok: